Pandemide güven

(Benim de gururlu bir mensubu olduğum) İNGEV (İnsani Gelişim Vakfı) “Toplumsal Güven ve Salgın Önlemleri Algısı” araştırmasını İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi iş birliğinde yürütmüş.
Prof.Dr.Halil Nalçaoğlu tarafından kaleme alınan raporda iki çarpıcı bulgu var:

Toplumumuzun sadece yüzde 31’i “İnsanlar günlük hayatta birbirlerine saygılıdır” ifadesine onay veriyor.

Türkiye’de her 3 kişiden 2’si, “Türkiye’de yaşayan insanlar genelde kendi çıkarlarına uygun olursa kuralları ihlal ederler” ifadesine katılıyor.

Toplu olarak yapılan her işte takım olmanın, ortak amaçların altı çizilir. Takımı bir ara tutan tutkal güvendir, sevgi de işe yarayabilir ama şart değildir.

Toplumsal mutabakatta büyük sorun var, büyük bir çoğunluk da bunun farkında görünüşe göre. 3 kişiden 2’si adalet diye birşeyin olmadığını, dolaylı olarak kuralları çiğneyen insanların bundan paçasını kurtaracağı, yanına kar kalacağını düşünüyor olmalı. Biz tam olarak öyle olmadığı veya bu kadar olmadığı zamanları gördük. Yani belli bir yaşın üzerindekiler kendine hakim oluyorsa belki bunun payı vardır. Peki şimdi yetişenlere bu mevhumları nasıl anlatacağız? Biz anlatsak da bize mi inanacaklar, gördüklerine mi?

Ekonomi bir çıktı, “güven”i tesis etmezsek, mal da yalan mülk de yalan olacak!

Tabii bilişsel yanlılıklarımız burada da iş başında, kaşımızla gözümüzle yandakini işaret ediyoruz. Biz dolaysız ya da dolaylı hangi adaletsizliklerin sürmesine destek veriyoruz acaba?

Raporu bu linkten indirebilirsiniz: https://ingev.org/haberler/toplumsal-guven-covid-19-mucadelesini-nasil-etkiliyor/

Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin