Japonya’da eğitimde öğretmenlerin tahtayı kullanma, tahtaya yazmak için kullandığı bir metod var, bansho adını veriyorlar. Önemli bir eğitmenlik becerisi olarak değerlendiriliyor. Çocuk merkezli keşif amaçlı dersler veya yapılandırılmış problem çözme dersi için kullanılıyor. “Tahtaya sileceğiniz bir şeyi yazmayın, yazdığınız şeyi silmeyin” diyorlar. Dersin başından itibaren öğretmen, yönlendirici sorularına öğrencilerin verdikleri yanıtları yazıyor, dersin akışını, gelişimini izleyebilecekleri şekilde tahtayı kullanıyor. Bir nevi youtube’da graphic recording adını verdikleri teknikle baştan sona gösterimlerle bir konuyu anlattıkları videolar gibi.
Böylelikle öğrencileri düşünmeye, düşündüklerini dile getirmeye, farklı çözüm olasılıklarını ve bakış açılarını keşfetmeye, aralarında ilişkiler kurmaya, topluca düşünmeye, düşünceleri gruplandırıp netleştirmeye ve not alma becerisini geliştirmeye teşvik ediyor ve bu kabiliyeti güçlendiriyor.
Eğitim için muazzam bir model bence. Tasarım odaklı düşünme ile yapmaya çalıştığımız tam da bu. Ekibin birlikte düşünmesini, bağlantılar kurmasını sağlamak. Powerpoint’le yapılan toplantılarla bunu karşılaştırabilir misiniz? Anlatılmak istenen sayfa sayfa veriliyor, sunum boyunca sorular, düşünceler, çağrışımlar uçup gidiyor. Sunum sonunda doküman aynı kalıyor, herkes kendine not alıyor (belki) bir kişi toplantı notu çıkarıyor, çoğunlukla da dönüp bakılamıyor ve bakılsa da geri dönüş olmuyor.
Anahtar bence topluca düşünebilmekte ve katkı sunabilecek bir ortam yaratılmasında.
Bunun bir yolunu da Murat Ülkü hocam bu haftaki podcastte Murat Ülkü ile Çocuklar İçin Felsefe anlatmıştı