Kurallar açık ve herkes için geçerli

Bu haftasonu dünyanın şu an bir numaralı tenisçisi Novak Djokovic US Open’da diskalifiye oldu. Buna sebep olan olay ise kritik bir sayı kaybetmesinin ardından topa sertçe vurup arkaya atmasıyla topun çizgi hakeminin boğazına gelip onu kısa süreli nefessiz bırakması. 

Bu fotoğraf bir çok çağrışım yaptı bende.
Djokovic samimi görünen bir şekilde özür diliyor ama hakem sanki çok affetmiş görünmüyor. Oysa hiç kasti görünmüyordu olay, belki de Djokovic’in tenis dünyasındaki biraz haylaz algısının bedelidir.

Tenis ne kadar asil bir spor, herkes jilet gibi, uluslararası bir organizasyon bu tabii ama örneğin kuralların bu denli katı ve eksiksiz olmasında bu “şeklin” etkisi, önemi yok mu? İnsanları belli bir şekilde düşünmeye, beklentilerini yukarıda tutmaya teşvik etmiyor mu? Sonuçta kurallar açıktı, kort içinde topa sertçe ve tehlike yaratabilecek şekilde vurmak diskalifiye olmayı gerektiriyordu. Dünyanın bir numarası bile olsanız. Enteresan değil mi, her sporda bu denli düzen ve onun getirdiği adalet yok. En üst seviye teknolojik imkanlar kullanılsa bile. Demek ki teknoloji, araç herşey demek değil, aslolan kültür!

Bir de şunu hatırlamadan edemedim. Belgrad’da 2,5 yıl yaşadım. O kadar sporla iç içe yaşayan bir şehir ve millet ki. Sırplar voleybol, basketbol, su topu ve teniste bir ekol. Ünlü Belgrad Kalesi’nin içinde bile çok sayıda tenis kortu ve basket/voleybol sahası vardır, hiç boş kalmaz. Spor yapmayan yok gibidir. Sonuçları ortada…

Bunu paylaşın
Tartışmaya katılın

Okumaya devam edin